90 dakikaya baktığınız zaman toplam 75 dakika oyunun hakimi olursanız maçı alırsınız.
Tecrübe farkı, kalite farkı maçı Galatasaray’a getirdi.
İlk yarının 2. dakikasında Beşiktaş dikkatsizliğinden gelen gol tabii ki oyunun tüm seyrini değiştirdi. Galatasaray daha kontrollü oynamaya ve dikkatli çıkışlar yapmaya başlarken, Beşiktaş bir an önce cevap verme telaşına kapıldı.
Aslında Beşiktaş Galatasaray’ı net bir şekilde çözmüş. Son maçlarda rakibinin arkasına atılan topların iki kupadan da veda etmesini yine kullanmak istedi. Sağ kanatta Rashica sol kanatta Semih ile bunu yapmaya çalıştı. Ancak sağ kanatta Barış’ın gidip gelmesi ve Kaan’a yardım etmesi ile o taraf hiç işlemedi. Rashica ise sol kanadı çok iyi kullandı. Net iki fırsat yarattı. Bir tanesinde Cenk bir saniye geç kalması ile golü harcadı. Diğer anlarda ise Sanchez ve Nelsson hata yapmadı.
Galatasaray’da Torreira ve Kerem Demirbay ile Mertens’i de unutmamak lazım. Orta saha direksiyonunu hiç bırakmadılar. Sürpriz çıkışlarla hücuma da yardım ettiler. Beşiktaş orta alanını gerçek anlamda sindirdiler.
Golün erken olması nedeniyle Galatasaray oyunun hiçbir anında telaş yapmadı. Çok yüksek pas yüzdesi ile oynadılar. İlk yarı neredeyse hiç pas hatası yapmadılar. Tek aksayan taraf ise Kerem’in dakikalar ilerledikçe etkisizleşmesi ve İcardi’nin hiçbir varlık gösterememesiydi.
İkinci yarının ilk bölümlerinde ise Galatasaray’ın artık klasikleşen düşüş dakikalarında Beşiktaş üst üste pozisyonlar yakaladı. Ancak hem Muslera hem de beceriksizlik beraberlik sayısının gelmesine engel oldu.
Bu yarıda bir tek Muçi etkili oldu. Beşiktaş’ta Ghezzal neden ilk on birde yer almadı onu da çözemedim.
Hakem Halil Umut Meler’e gelirsek Cenk’in pozisyonu bana göre penaltı. Bir futbolcu ne kadar kendini atsa öyle düşmez. Net bir çekme var. Ama hakem bunu yeterli görmedi.
Sonuç olarak maç Galatasaray’ın hakkıydı. 15-20 dakikalık bir bölüm hariç oyunun hakimiydi. İcardisiz kaç maçtır 10 kişi oynuyorlar. Buna rağmen üç puanı cebe koydular.